[ad_1]
Merkez Bankasından emekli koleksiyoner Ahmet Çomak, 45 yıldır biriktirdiği baykuş figürlerini, 17 yıldır Ankara Kalesi’nde meraklıların beğenisine sunuyor.
Ahmet Çomak’ın baykuş sevgisi, 80’li yılların başında, o zamanki adıyla Güzel Sanatlar Akademisi olan Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesinin grafik tasarım bölümünde öğrenciyken yakasına taktığı, okulunun amblemi de olan baykuş rozetiyle başladı.
BİR AVCI GİBİ BAYKUŞ FİGÜRLERİNİN PEŞİNDEN GİTTİ
Üniversite öğrencisiyken 30-40 baykuş figürü biriktiren Çomak, 1986’da Ankara’ya geldikten sonra bir vitrinde gördüğü 125 baykuş figürünün peşine düştü. “Koleksiyon” olduğu için sahibinin satmak istemediği figürleri 2 yıl sonra yüksek bir meblağ ödeyerek alan Çomak, sonraki yıllarda da kendi tabiriyle adeta “bir avcı gibi” baykuş şeklindeki objelerin izini sürdü.
“BAYKUŞLAR VE DİĞERLERİ” KOLEKSİYONU
Çomak, Merkez Bankasında 25 yıl grafiker olarak çalıştığı süre boyunca da tutkusunu devam ettirdi. Koleksiyonerliği, “İçinde emek, sabır ve anıların bulunduğu bir yolculuk” olarak niteleyen 64 yaşındaki Çomak, bu yolculuğu sırasında her türlü malzeme ve formda baykuş figürünü koleksiyonuna ekledi.
Ahmet Çomak, emekli olduktan sonra hobisini, Ankara Kalesi’nde açtığı “Baykuşlar ve Diğerleri” isimli koleksiyon evine taşıdı.
“MEKANIN GÖREVİ, BAYKUŞA HAKSIZ SUÇLAMAYI YOK ETMEK”
Çomak, Ankara Kalesi’nde çoğunluğu baykuşlardan oluşan, yaklaşık 3 bin figürün bulunduğu 17 yıllık “Baykuşlar ve Diğerleri” adını verdiği koleksiyon evinde AA muhabirinin sorularını yanıtladı.
“Bu mekanın birinci görevi baykuşa karşı yapılan haksız suçlamayı ve ön yargıyı yok etmek, bu görsel zenginlik ve anlatımla…” diyen Çomak, baykuş dışındaki koleksiyon figürleriyle de insanların hayatına renk katmak istediğini belirtti.
NEDEN KOLEKSİYON EVİ
Çomak, hobisini koleksiyon evine taşımasının nedenini şu sözlerle anlattı:
“Koleksiyonerlerin yıllarca peşinden koştukları bu objeler evlerinde ya da ofislerinde kalıyor, kimler görüyor bunları? Eşi, dostu, ailesi… Belki bazıları da kolilerde saklıyor. Benim için çok anlamsız çünkü bu tutkunun, emeğin, yolculuğun başka insanlar tarafından görülmesi, değerlendirilmesi, onların hayatında nefes alabilecekleri bir liman, bir sığınak şeklinde olsun düşüncesindeyim. O nedenle ben peşinden koştuğum tutkuyla emekle sabırla oluşturduğum bu koleksiyonu başka insanların da görmesini istedim.”
“ISLAK MENDİL ÜZERİNDEKİ BAYKUŞ BİLE DEĞERLİ”
Ahmet Çomak, 3 yaşından 70 yaşına kadar her yaştan ziyaretçisi bulunduğunu, onların hediye ettiği nesnelerin çok kıymetli olduğunu anlatarak, “Bir lira etmeyen kağıt ıslak mendil üzerinde bir baykuş varsa bu benim için daha değerli.” ifadelerini kullandı.
Koleksiyoner Ahmet Çomak, canlı baykuş satın almadığını, doldurulmuş baykuşa ise doğallığı bozduğu için karşı olduğunu söyledi.
Baykuşun toplumda “uğursuz” denerek dışlandığını belirten Çomak, çizgi roman ve filmlerde ise tam tersine bilge ve akıl danışılan bir kuş olarak görüldüğünü hatırlattı.
“BAYKUŞ AHMET” LAKABI
Eşinin, bakışlarını baykuşa benzettiğini anlatan Çomak, kendisine “Baykuş Ahmet” denmesinin nedenini de şu sözlerle anlattı:
“Baykuş son 10 yıl öncesine kadar çok zor bulunan bir figürdü şimdi artık çok daha fazla bulunuyor. Ben de onun peşinde koştuğum için belki ‘Baykuş Ahmet’ diyorlar bu camiada. Benim için çok keyifli bu emek ve yolculuk nedeniyle yakıştırılmış bir tanım diye düşünüyorum.”