Franz Kafka’nın gerçeküstücülük eserlerinden olan Dönüşüm romanı, yazarın en önemli eserlerinin başında gelmektedir. Kitapta bir sabah uyandığında kendini dev bir böcek olarak gören Gregor Samsa var.
Franz Kafka denilince okurların aklına eminim ‘Dönüşüm’ kitabı gelmektedir. Okurlar bu konuda haksız sayılmazlar. Zira, kitap yayınlandığında oldukça büyük bir ses getirdi. Sıradan bir devlet memuru olan Gregor Samsa, her sabah olduğu kalktığında kendinde büyük değişim görür.
Gregor Samsa, artık Gregor Samsa değildir; o bir dev böcektir… Dünya edebiyatının en önemli yazarlarından olan Kafka’nın gerçeküstücülük edebiyat anlayışıyla yazdığı Dönüşüm romanı, yazarın en çok bilinen kitaplarındandır
Bir sabah yatağından uyanan Gregor Samsa’nın, artık bir insan değil dev bir böceğe dönüşmesinin gerçeküstü hikâyesi. Gregor Samsa’nın, bir böceğe dönüşmesini ele alan bu kısa ve etkileyici hikâyede, bireyin yaşadığı topluma yabancılaşmasını eleştirel bir üslupla okurlara sunar.
BİREYİN TOPLUMA YABANCILAŞMASI
Kitabın ana karakterlerinden olan Gregor Samsa, bir tekstil atölyesinde işçi olarak çalışmaktadır. Annesi, babası ve kız kardeşi Grete ile yaşayan Gregor, sürekli odasına kapanan, toplumla ilişkiler zayıf olan bir bireydir.
Yazarın, satırların arasına serpiştirdiği bu yabancılaşma olgusu Gregor üzerinden dönemin toplumuna yönelttiği sert eleştirilerle bu durumu sorgular.
Bir türlü yatağından kalkamayan Samsa’nın vücudu ağırlaşmaya, iki eli kolu ve ayakları yerine birbirine dolanan birden fazla ayak ve elleri ile kendisindeki farklılığı hisseder. Samsa, artık bir insan değil bir böcektir.
Annesi, biricik oğlu Gregor’un yerini dev bir böcek almış ve garip garip sesler çıkarttığını görür. Çığlık atarak hemen aşağı iner, durumu evdekilere anlatır.
Patronun amacı daha çok kazanmaktır. Gregor’un işe gelmediğini gören patron, Samsa’nın evine gider. Eve gittiğinde böcek Samsa’nın etrafında toplanan ailesini görür. İşçisinin dev bir böceğe döndüğünü gören patron, korkuyla evden çıkar hızla uzaklaşır oradan.
BİR YARDIMCI: KIZ KARDEŞ…
Hayatını bundan sonra bir böcek olarak sürdürecek olan Gregor’un bakımını kız kardeşi Grete üstlenir. Artık kokuşmuş pis yiyeceklerle beslenir, küçük odasında bir hayvan olarak yaşamını sürdürür.
Grete, belli bir süre sonra bu duruma dayanamaz ve böcek olan kardeşinden her geçen gün tiksinmeye, korkmaya başlar. Bakımı oldukça zor olan bu böceğe kötü davranır ve annesine bu görevi artık yapamayacağını söyler.
Çalıştığı tekstil atölyesinde ailesinin geçimine katkıda bulunan Gregor, babasını bu yükte yalnız bırakmak zorunda kalır. Borç batağında olan babasını oldukça zor günler beklemektedir.
Babası, çareyi başka bir aile ile aynı daireyi paylaşarak yüksek olan kirayı hafifletmekte bulur. Ancak evde bir böcek olduğunu, evde çok pis kokular geldiğini fark eden bu yeni kiracılar aileye dava açar.
GREGOR…
Bu dev böceğin bakımıyla ilgilenmek istemeyen ailesi, böcek olan oğlu Gregor’un bakımıyla ilgilenmek için bakıcı bir kız tutar.
Gregor, artık bu kıza emanettir.
Gregor’u odasında görmeyen ailesi kıza, Gregor’a ne olduğunu sorar. Bakıcı kız şu cevabı verir:
“Gregor’u süpürdüm çöpe attım.”
Franz Kafka’nın günümüzde hala çok okunmasının sebebi, yazarın okuru gerçek dünyadan soyutlayarak onlara bambaşka kapılar açmasından ileri gelmektedir.
İletişim için:
