Nur cemaatinin önemli yayın organlarından Yeni Asya Gazetesi, merhum Mehmet Kutlular'ın hatıralarını yayınlayarak Fethullah Gülen ile yollarının nasıl ayrıldığına dair önemli açıklamalarda bulundu. Kutlular'ın yazıları, Gülen'in yükseliş dönemine ve cemaat içindeki tartışmalara ışık tutuyor. Peki, bu ayrılığın ardında yatan sebepler nelerdi? İşte detaylar!
Fethullah Gülen'in Yükselişi ve İlk Sinyaller
Mehmet Kutlular'ın hatıralarına göre, Fethullah Gülen'in yükselişiyle birlikte bazı rahatsızlıklar baş göstermeye başlamıştı. Gülen'in etrafında toplanan bazı kişilerin ona olağanüstü anlamlar yüklemesi, cemaat içinde huzursuzluğa neden olmuştu. Kutlular, bu durumu sezdiği için Gülen'i İstanbul'a çağırdıklarını belirtiyor.
Kutlular, o dönemde yaşananları şu sözlerle aktarıyor:
"Biz, Fethullah Gülen’in sıkıntı çıkaracağını sezdiğimiz için -1973 olabilir- Hocayı İstanbul’a çağırdık. Bu sezgimiz delillere dayanıyordu. Gülen’in etrafında birtakım insanlar toplanmış, ona bazı makamlar izafe ediyorlardı. Kimisi 'Hz. İsa,' kimisi 'Mehdî,' kimisi de 'Kahtanî' diyordu."
Bu ifadeler, Gülen'in karizmatik liderliği ve takipçileri üzerindeki etkisinin, o dönemde dahi bazı endişelere yol açtığını gösteriyor.
Yol Ayrımının Nedenleri
Yeni Asya'nın açıklamalarına göre, Fethullah Gülen ile yaşanan yol ayrımının temelinde, Gülen'in cemaat içindeki farklı bir konuma yükseltilme çabaları ve bu durumun yarattığı rahatsızlıklar yatıyor. Mehmet Kutlular, bu durumu önlemek amacıyla Gülen'i İstanbul'a çağırdıklarını ancak gelinen noktada endişelerinin haklı çıktığını ifade ediyor.
Peki, bu ayrılık sonrası neler yaşandı? İşte bazı önemli noktalar:
- Gülen'in kendi hareketini kurması
- Yeni Asya'nın Nur cemaati çizgisinde devam etmesi
- İki grup arasında zaman zaman yaşanan gerginlikler
Sonuç: Tarihi Bir Dönüm Noktası
Yeni Asya Gazetesi'nin Mehmet Kutlular'ın hatıralarını yayınlaması, Fethullah Gülen hareketi ve Nur cemaati arasındaki ilişkinin karmaşıklığını bir kez daha gözler önüne seriyor. Bu ayrılık, sadece iki grup arasındaki bir anlaşmazlık değil, aynı zamanda Türkiye'deki dini hareketlerin gelişiminde de önemli bir dönüm noktası olarak kabul edilebilir. Fethullah Gülen'in yükselişi ve düşüşü, Türkiye'nin yakın tarihine damga vurmuş bir olay olarak hafızalarda yerini koruyor. Bu hatıralar, o döneme ışık tutarak tarihin doğru anlaşılmasına katkı sağlıyor.