Dünya genelinde silahlanma yarışı hız kesmeden devam ediyor. Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü (SIPRI)'nin yayımladığı son rapor, küresel askeri harcamaların rekor seviyeye ulaştığını ortaya koydu. Peki, bu artışın nedenleri neler ve Türkiye bu tablodaki yerini nerede konumlandırıyor? İşte detaylar...
Küresel Askeri Harcamalarda Şok Artış
SIPRI'nin "2024 Küresel Askeri Harcamalar" raporuna göre, 2023 yılında askeri harcamalar bir önceki yıla oranla yüzde 9,4 gibi ciddi bir artış göstererek 2 trilyon 718 milyar dolara ulaştı. Bu, küresel olarak kişi başına düşen askeri harcamanın 334 dolar olduğu anlamına geliyor ve 1990'dan bu yana en yüksek seviyeyi temsil ediyor. Bu durum, dünyadaki gerginliklerin ve çatışma riskinin arttığının önemli bir göstergesi olarak değerlendiriliyor.
Bu artışın temel nedenleri arasında Rusya-Ukrayna savaşı, Orta Doğu'daki istikrarsızlık ve Çin'in askeri gücünü artırma çabaları sayılabilir. Ülkeler, güvenliklerini sağlama ve bölgesel güç dengelerini koruma amacıyla savunma bütçelerini önemli ölçüde artırıyorlar.
Türkiye'nin Askeri Harcamaları
Türkiye'nin askeri harcamaları da küresel eğilime paralel olarak artış gösterdi. Rapora göre Türkiye'nin 2023 yılındaki askeri harcaması 25 milyar dolara ulaştı. Bu artış, Türkiye'nin bölgesindeki güvenlik risklerini dikkate alarak savunma sanayisine yaptığı yatırımların bir sonucu olarak değerlendirilebilir. Türkiye, hem kendi güvenliğini sağlama hem de bölgesel istikrara katkıda bulunma amacıyla askeri gücünü güçlendirmeye devam ediyor.
Askeri Harcamaların Geleceği
Küresel askeri harcamalardaki bu rekor artış, dünya barışı ve güvenliği açısından ciddi endişeler yaratıyor. Silahlanma yarışının tırmanması, çatışma riskini artırırken, kalkınma ve sosyal refah için kullanılabilecek kaynakların da askeri harcamalara ayrılmasına neden oluyor. Uluslararası toplumun, bu tehlikeli gidişata dur demek ve barışçıl çözümler bulmak için daha fazla çaba göstermesi gerekiyor.
Uluslararası ilişkilerde diplomasi ve işbirliğinin önemi her zamankinden daha fazla. Ülkelerin, karşılıklı güveni artıracak adımlar atması, diyalog kanallarını açık tutması ve ortak güvenlik tehditlerine karşı birlikte hareket etmesi gerekiyor. Aksi takdirde, silahlanma yarışının kontrolden çıkması ve daha büyük çatışmalara yol açması kaçınılmaz olabilir.
