İHA

Diyanet Akademisi, aday din görevlilerinin eğitimine
başladı.

1’inci dönem açılışına katılan Diyanet İşleri Başkanı Ali
Erbaş, toplumun her kesimine din hizmeti
sunmanın ve aydınlatmanın Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yasal sorumluluğu olduğunu
söyledi.

Erbaş, her türlü siyasi, ideolojik görüşün üstünde, hiçbir
mezhep-meşrep ayrımı yapmadıklarını dile getirerek, şöyle devam etti:

‘Yaygın din eğitimi önemli’

İslam dünyasında yaşanan düşünsel ve siyasi gelişmelerin, din eğitimi ve din hizmeti sunan personelin yetiştirilme süreçlerine yeniden eğilmeyi ve bu konuda yeni paradigmalar ortaya koymayı gerektirdiği de aşikardır. Aynı şekilde din hizmetlerinin cami dışı alanda da etkin hale gelmesi; yaygın din eğitiminin muhatap kitlesine okul öncesi yaş grubu ile engelli, mülteci ve yetişkinlerin dahil olması, bu alanlarda görev alacak Diyanet personelinin köklü ve sistematik bir eğitimden geçmesini zorunlu hale getirmiştir.

“Dünyanın büyük bir kısmı geleceğe umutla bakamıyor”

Erbaş, yeryüzünün tarihinin en zor dönemlerinden birini
yaşadığını belirterek, “İnsanlığın savaşlar, yoksulluk, tabiatın dengesinin
bozulması gibi devasa sorunları; ümmet olarak Müslümanların ciddi sıkıntıları
bulunmaktadır. Dünya insanının büyük bir kısmı, kendini huzur ve güven içinde
görmemekte ve maalesef geleceğe umutla bakamamaktadır.” dedi.

Yaşanan bütün sorunların ancak İslam’ın bilgi ve hikmete
dayalı üstün ahlakı ve bakışıyla çözülebileceğinin altını çizen Erbaş, Kur’an,
sünnet ve ilim geleneğinin kendilerinin ana yolu olduğunu vurguladı.

“En büyük gücümüz imana dayalı kardeşliğimiz”

“Diyanet İşleri Başkanlığı mensupları olarak önceliğimiz;
daima Allah’a, milletimize, insanlığa karşı sorumluluğumuzdur, insanlığın
huzurudur.” diyen Erbaş, şunları söyledi:

Amacımız; adaletin, merhametin, güzel ahlakın yaygınlaşmasıdır. Bu şuur ve gaye, çalışmalarımızı, kazancımızı, hayatımızı bereketli kılacaktır. Unutmayınız ki İslam dininin müntesipleri olarak en büyük gücümüz imana dayalı kardeşliğimizdir. Irk, mezhep, meşrep farklılıkları başta olmak üzere hiçbir unsurun kardeşlik hukuku ve muhabbetini zedelemesine fırsat vermeyiniz. Yaptıklarınızın Allah katındaki karşılığının, samimiyetinize göre belirleneceğini de aklınızdan çıkarmayınız.