27 Nisan 2025 Pazar

Cinsiyetçi küfürler şiddeti nasıl besliyor

Cinsiyetçi Küfürlerin Toplumsal Etkisi

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun Saraçhane'deki protestolar sırasında yeniden gündeme gelen cinsiyetçi küfürler, aslında yalnızca siyasi arenada değil, günlük hayatın her alanında karşımıza çıkıyor. Sokakta, toplu taşımada, hatta kadın hakları eylemlerinde bile bu dilin kullanıldığına şahit oluyoruz. Peki, bu dil neden bu kadar yaygın ve nasıl dönüştürülebilir?

Eril Dil ve Şiddet Arasındaki Bağ

Cinsiyetçi küfürler, yalnızca bir öfke ifadesi değil, aynı zamanda toplumsal şiddeti besleyen bir araç. Feminist hareketler, özellikle Gezi Direnişi'nden bu yana, bu dili değiştirmek için çaba gösteriyor. "Küfür Atölyeleri" düzenleyerek, cinsiyetçi olmayan alternatif ifadeler üretmeye çalışıyorlar. Örneğin:

  • Haysiyetsiz
  • Şerefsiz
  • Ahlaksız

Bu küfürler, bireyin karakterine odaklanırken, cinsiyetçi ayrımcılık içermiyor.

Dil Değişmeden Davranış Değişir mi?

Dil, toplumsal normları şekillendiren en güçlü araçlardan biri. Cinsiyetçi dil, kadınları ve LGBTİ+ bireyleri hedef alarak, eşitsizliği pekiştiriyor. "Adam gibi ol" gibi ifadeler, erkeği güçle özdeşleştirirken, "karı gibi olma" uyarısı zayıflığı damgalıyor. Feministler, bu kalıpları kırmak için mücadele ediyor. Kadın Koalisyonu'nun son açıklamasında vurguladığı gibi:

"Kadınlar, sizin kirli siyasetinizin malzemesi değildir!"

Toplumsal dönüşüm, dilin dönüşümüyle başlar. Cinsiyetçi küfürler yerine, şiddeti beslemeyen ifadeler kullanmak, hepimizin sorumluluğu. Çünkü susmak, zalime ortak olmaktır.

İlgili Haberler