
DEM'den Bakanlıklara Şok Soru: Kadın Ölümleri Neden Araştırılmıyor?
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Mardin Milletvekili Kamuran Tanhan, Türkiye'de artan kadın cinayetleri ve şüpheli kadın ölümlerine dikkat çekerek önemli bir adım attı. Tanhan, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş'ın yanıtlaması talebiyle üç ayrı soru önergesi verdi. Bu önerge, kadınların yaşam hakkının korunması ve adaletin sağlanması adına kritik soruları gündeme taşıyor.
Kadınların Yaşam Hakkı Tehlike Altında Mı?
Tanhan, Türkiye'de kadına yönelik şiddetin her geçen yıl artarak toplumsal bir krize dönüştüğünü vurguladı. Özellikle İstanbul Sözleşmesi'nden çıkılmasının ardından kadınların yaşam hakkı üzerindeki tehdidin daha da belirginleştiğini belirten Tanhan, devletin koruma ve önleme mekanizmalarının yetersiz kaldığını dile getirdi. Kadın örgütlerinin saha raporlarına ve medya verilerine dayandırdığı açıklamasında, 2020–2024 yılları arasında 1.669 kadın cinayeti ve 907 şüpheli kadın ölümü yaşandığı belirtildi. Bianet erkek şiddeti çetelesine göre ise 2025'in ilk beş ayında 131 kadın cinayetinin işlendiği, 178 kadının ölümünün ise hala şüpheli olarak kaldığı ifade edildi.
Cezasızlık Algısı Derinleşiyor Mu?
Tanhan, şüpheli kadın ölümlerinde etkin soruşturma yürütülmediği, bazı vakaların otopsi yapılmadan "intihar" olarak kayda geçtiği yönündeki iddiaların ciddi kamuoyu endişesine neden olduğunu belirtti. Ayrıca yargının kadın cinayetlerinde uyguladığı "iyi hâl" ve "haksız tahrik" indirimlerinin cezasızlığı körüklediğini ve caydırıcılığı zayıflattığını söyledi. Bu durum, toplumda adalete olan güveni sarsarken, şiddet faillerini cesaretlendiriyor mu?
Bakanlıklara Yöneltilen Kritik Sorular
Tanhan, hem kadın cinayetlerinin hem de şüpheli ölümlerin münferit değil, yapısal bir adaletsizlik düzeninin sonucu olduğunu belirterek ilgili bakanlıklardan şu sorulara yanıt verilmesini istedi:
- 2020–2025 arasında kadın cinayetleriyle ilgili kaç fail hakkında işlem yapılmıştır?
- Aynı dönemde şüpheli kadın ölümleriyle ilgili kaç soruşturma başlatılmış, kaçı tamamlanmış, kaçı takipsizlikle sonuçlanmıştır?
- Otopsi yapılmadan intihar kaydıyla kapatılan vakalar bulunmakta mıdır?
- “İyi hâl” ve “haksız tahrik” indirimleriyle ilgili bir reform çalışması yürütülmekte midir?
- İstanbul Sözleşmesi’nden çıkış sonrası kadına yönelik şiddet konusunda bir etki analizi yapılmış mıdır?
Bu sorular, devletin kadın cinayetleri ve şüpheli ölümler konusundaki yaklaşımını ve çözüm önerilerini ortaya koyması açısından büyük önem taşıyor.
Kadın cinayetleri ve şüpheli ölümler, Türkiye'de derin bir yara olmaya devam ediyor. DEM Parti Milletvekili Kamuran Tanhan'ın bu konuyu Meclis gündemine taşıması, kamuoyunun dikkatini çekmesi ve yetkilileri harekete geçirmesi açısından kritik bir adım. Devletin, kadınları koruma ve adalet mekanizmalarını etkin bir şekilde işleterek bu soruna kalıcı çözümler bulması gerekiyor. Aksi takdirde, kadınların yaşam hakkı üzerindeki tehdit giderek artmaya devam edecek.