İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, terör örgütü PKK'nın silah bırakma açıklamalarına sert tepki göstererek, Müdafaa-i Hukuk Seferberliği başlatacağını duyurdu. Dervişoğlu, PKK'nın fesih kararında Lozan Antlaşması'nın hedef alındığını belirterek, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin tapu senedine yönelik bu yaklaşımın kabul edilemez olduğunu vurguladı.
Dervişoğlu'ndan Sert Eleştiriler ve Seferberlik Çağrısı
Dervişoğlu, sürece ilişkin kamuoyunda oluşturulmak istenen algıya da tepki göstererek, "Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve onu yönetenler kaybetmiş, sanki PKK kazanmış gibi bir hava estiriliyor. Türk düşmanlarına bu zafer duygusunu yaşatmamak için gecemi gündüzüme katarak Anadolu'yu karış karış dolaşacağım ve müdafaa-i hukuk kongreleri toplayacağım" ifadelerini kullandı. Bu açıklamasıyla Dervişoğlu, Türkiye'nin dört bir yanında vatandaşlarla bir araya gelerek milli birlik ve beraberlik ruhunu yeniden canlandırmayı hedefliyor.
Cumhurbaşkanlığı Sistemi Eleştirisi
Adana Çiftçiler Birliği'ni ziyaret eden Dervişoğlu, üreticilerin sorunlarına da dikkat çekti. Verilen soru önergelerinin yanıtsız kaldığını, hazırlanan kanun tekliflerinin ise genel kurul gündemine alınmadığını belirten Dervişoğlu, mevcut yönetim sistemine eleştiriler yöneltti. "Bütün bunlar kendi kendine olmuyor. Yanlış politikalar, yanlış sistemden kaynaklanıyor. Milletin ve devletin kaderi, tek adamın ve onun etrafındaki dar bir çevrenin iki dudağından çıkacak kararlara terk edilmiş durumda. Türkiye bunu aşmak mecburiyetindedir" dedi. Dervişoğlu'nun bu sözleri, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin Türkiye'nin sorunlarına çözüm üretmek yerine, daha da derinleştirdiği yönündeki eleştirilerini bir kez daha gündeme getirdi.
Müsavat Dervişoğlu'nun Müdafaa-i Hukuk Seferberliği, Türkiye'nin içinden geçtiği bu kritik süreçte önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Dervişoğlu'nun Anadolu'yu karış karış gezerek vatandaşlarla bir araya gelmesi, milli birlik ve beraberlik ruhunu güçlendirmesi ve Türkiye'nin geleceğine dair umutları yeniden yeşertmesi bekleniyor. Bu seferberlik, aynı zamanda Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne karşı güçlü bir muhalefet sesi olarak da yankı bulacak gibi görünüyor.
