18 Mayıs 2025 Pazar

Gazetecilere Örgüt Üyeliği Suçlaması! Haber Takibi Suç Delili Mi?

Gazeteciler Yıldız Tar ve Ercüment Akdeniz hakkında hazırlanan iddianame, haber takibi ve gazetecilik faaliyetlerinin "örgüt üyeliği" suçlamasına dayanak yapılmasıyla büyük tepki çekti. Savcılık, gazetecilerin haber kaynaklarıyla yaptığı görüşmeleri, katıldıkları basın açıklamalarını ve sosyal medya paylaşımlarını suç delili olarak gösterdi.

Gazetecilik Faaliyetleri Suç Sayıldı

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Yıldız Tar'ın Etkin Haber Ajansı (ETHA) bünyesindeki çalışmaları ve haber takipleri suçlama konusu yapıldı. Tar'ın muhabirlerle yaptığı telefon görüşmeleri, haber merkezine aktardığı bilgiler ve sahada edindiği izlenimler, savcılık tarafından "örgütsel haberleşme" olarak yorumlandı. Örneğin, 1 Mayıs 2013'te DİSK binasında yaşanan polis müdahalesini aktaran bir telefon görüşmesi, iddianamede "örgütsel koordinasyon" olarak sunuldu. Bu durum, gazetecilik faaliyetlerinin kriminalize edilmesi olarak değerlendiriliyor.

Ercüment Akdeniz'in Savunması

Emek Partisi üyesi ve gazeteci Ercüment Akdeniz ise ifadesinde, HDK'nin kongre ve panellerine yalnızca gazeteci olarak katıldığını, mülteci ve işçi hakları üzerine çalışan bir yazar olarak bu yapıları takip etmenin mesleğinin bir parçası olduğunu belirtti. Akdeniz, HDK'ye üye olmadığını ve herhangi bir yöneticilik görevi yürütmediğini vurguladı. Ancak, iddianamede Akdeniz'in 2013'te bir HDK toplantısında yaptığı konuşma ve bazı muhabirlerle yaptığı telefon görüşmeleri delil olarak gösterildi.

HDK İddianamede Hedefte

İddianamede HDK'ye yönelik suçlamalar geniş yer kaplıyor. Savcılık, HDK'nin "legal görünümlü" bir yapılanma olduğunu, ancak özünde PKK/KCK'nin şehir yapılanması olarak çalıştığını iddia ediyor. HDK'nin program metinleri, tüzüğü ve bileşen yapısı, "örgütün hedeflerini sivil alanda gerçekleştirme aracı" olarak değerlendiriliyor. HDK kongreleri, yerel meclis çalışmaları, tutuklu ve hükümlülerin serbest bırakılmasına yönelik açıklamalar ile kadın ve LGBTİ+ meclislerinin faaliyetleri de iddianamede suç unsuru olarak sunuldu. Bu durum, sivil toplum faaliyetlerinin kriminalize edilmesi olarak eleştiriliyor.

Sonuç olarak, gazeteciler Yıldız Tar ve Ercüment Akdeniz'e yönelik "örgüt üyeliği" suçlaması, basın özgürlüğü ve ifade özgürlüğü açısından ciddi endişeler yaratıyor. İddianamede yer alan delillerin büyük çoğunluğunun gazetecilik faaliyetlerinden oluşması, mesleki faaliyetlerin suç olarak değerlendirilmesi anlamına geliyor. Bu durum, gazetecilerin haber takibi yapmasını ve kamuoyunu bilgilendirmesini zorlaştırabilir. Bu davanın sonucu, Türkiye'deki basın özgürlüğü ve hukukun üstünlüğü ilkeleri açısından önemli bir sınav olacaktır.

İlgili Haberler