18 Mayıs 2025 Pazar

Kulp'ta GES ve Maden Projeleri: Doğa Katliamı Mı?

Diyarbakır'ın Kulp ilçesi, Cixse kırsal mahallesinde kurulması planlanan Güneş Enerji Santrali (GES) projesi ve bölgedeki diğer madencilik faaliyetleri, çevrecilerin ve yerel halkın tepkisini çekiyor. Köy yerleşimine sadece 48 metre uzaklıkta kurulmak istenen GES projesi, bölgedeki doğal dengeyi bozacağı ve yaşam alanlarını yok edeceği gerekçesiyle protesto ediliyor.

GES Projesi Köylüleri Nasıl Etkileyecek?

VBZ İnşaat ve Ticaret Limited Şirketi tarafından hayata geçirilmesi planlanan ve 175 milyon TL maliyetli olan GES projesi, köy merasına 40 bin güneş paneli yerleştirilmesini öngörüyor. Bu durum, köylülerin temel geçim kaynağı olan hayvancılığı olumsuz etkileyecek ve zorunlu göçlere neden olabileceği belirtiliyor. Kulp Belediye Eş Başkanı Murat İpek, projenin halkın yaşamıyla bütünleştiği bir alana zarar verdiğini vurgulayarak, şunları söyledi:

İnsanların yaşadığı alanlara bu kadar yakın bir projenin, halkın onayı alınmadan, sadece sermayenin çıkarları doğrultusunda yapılması halkta büyük bir tepkiye neden oldu. Çünkü onlar için burası sadece yaşadıkları bir yer değil; doğayla bütünleştikleri, nefes aldıkları, aynı zamanda hayvancılık yaparak geçim sağladıkları bir alan.

İpek, projenin sadece maddi değil, manevi olarak da halka zarar verdiğini, insanların doğayla kurduğu ilişkiyi ve tarımsal faaliyetlerini engellediğini ifade etti. 4 Mayıs'ta yapılan basın açıklamasında annelerin topraktan kopardıkları bir otu göstererek "Biz buyuz" dediklerini hatırlatan İpek, halkın yaşamla bütünleştiği yerin burası olduğunu, anılarının, hayatlarının ve geçmişlerinin burada olduğunu vurguladı.

Kulp'ta Sadece GES Projesi Mi Var?

Kulp'ta Cixse GES projesinin yanı sıra baraj, HES ve madencilik faaliyetlerinin de su kaynaklarını ve hafıza mekanlarını yok etme tehlikesi yarattığı belirtiliyor. İpek, benzer projelerin başka yerlerde de hayata geçirildiğini, örneğin Silvan Barajı çalışmaları nedeniyle Godernê bölgesinin neredeyse yok olduğunu söyledi. Ayrıca, Zorê Vadisi'nde yürütülen bir HES projesinin Zorê çayını yok edeceğini ifade etti. Kulp'taki en önemli su kaynaklarına ev sahipliği yapan Hasandin Yaylası civarında da madencilik tehdidi bulunduğunu belirten İpek, yaylanın hayvancılık, arıcılık ve doğal ürünlerin yetiştiği bir alan olduğunu, aynı zamanda hafıza barındırdığını dile getirdi.

Bölgedeki yaşlılarla konuştuğunda, buranın sadece bir yayla değil; bir yaşam alanı, onlar için bir arkadaş ve bir hafıza olduğunu anlattıklarını söyleyen İpek, ziyaretlerini ve ibadetlerini gerçekleştirdikleri kutsal alanların da bulunduğunu belirtti. Yakın zamanda yaylada "üs bölgesi açacağız" diyerek bir yol inşaatına başlandığını, kış ortasında hızlı bir şekilde yolun tamamlanmaya çalışıldığını ancak buna da karşı durduklarını ifade etti.

Genel bir çerçeve çizmek gerekirse, özellikle Kulp çevresinde doğaya yönelik yoğun bir saldırı söz konusu. Doğaya yönelik bu tahribat sadece flora ve faunayı değil, rüzgârın yönünü bile etkiliyor. Doğanın bütün dengesini alt üst ediyorlar.

Sonuç olarak, Kulp'ta hayata geçirilmek istenen GES projesi ve diğer madencilik faaliyetleri, bölgedeki doğal dengeyi bozma ve yaşam alanlarını yok etme potansiyeli taşıyor. Köylüler ve çevreciler, projelerin halkın onayı alınmadan ve çevresel etkileri göz ardı edilerek hayata geçirilmesine karşı çıkıyor. Bu projelerin bölgedeki ekolojik dengeyi nasıl etkileyeceği ve uzun vadede ne gibi sonuçlar doğuracağı ise merak konusu olmaya devam ediyor. Özellikle su kaynaklarının korunması, hayvancılığın sürdürülebilirliği ve bölge halkının yaşam kalitesi açısından bu projelerin dikkatli bir şekilde değerlendirilmesi gerekiyor.

İlgili Haberler