Tunus'ta güvenlik güçleri, polise saldırmaya hazırlanan yüzlerce düzensiz göçmeni yakaladı. Olay, ülkenin güneyindeki Safakes kentinde meydana geldi. Yetkililer, bölgedeki güvenlik durumunun kontrol altında olduğunu belirtirken, yeni göçmen kamplarının kurulmasına izin verilmeyeceğini vurguladı.
Safakes'te Gerilim Yükseliyor
Tunus İçişleri Bakanlığı Sözcüsü Hüsameddin el-Cebabli, basın toplantısında yaptığı açıklamada, "Güvenlik görevlilerine saldırmak amacıyla kesici aletler ve sert cisimler taşıyan çok sayıda düzensiz göçmen yakalandı" dedi. El-Amira bölgesindeki durumun kontrol altında olduğunu söyleyen Cebabli, "Kaosa ve gayriresmi kampların inşasına geri dönüşün mümkün olmadığını" ifade etti.
Bölgedeki kampların tahliyesine yönelik çalışmaların sürdüğünü belirten Cebabli, Sahra Altı Afrika ülkelerinden gelen 7 binden fazla düzensiz göçmenin barındığı kamplarda asayişin sağlandığını aktardı. Tunus İçişleri Bakanlığı, 5 Nisan'da Safakes'teki düzensiz göçmen kamplarının boşaltılmasına başlandığını duyurmuştu.
Düzensiz Göçmen Sayısı Alarm Veriyor
Tunus Düzensiz Göç Komitesi Başkanı Halid Cerad'ın açıklamalarına göre, Ocak 2025 itibarıyla Safakes'in el-Amira ve Cibniyana bölgelerinde yaklaşık 20 bin düzensiz göçmen bulunduğu tahmin ediliyor. Ülke genelindeki göçmen sayısına ilişkin resmi ve güncel bir istatistik bulunmamakla birlikte, durumun ciddiyeti ortada.
Her yıl binlerce Afrikalı düzensiz göçmen, daha iyi bir yaşam umuduyla Akdeniz'i geçerek Avrupa'ya ulaşmak için Libya ve Cezayir'e komşu olan Tunus'a geliyor. Tunuslu yetkililer, sık sık bu göç girişimlerinin engellendiğini kamuoyuyla paylaşıyor. Avrupa Komisyonu, Eylül 2023'te Avrupa Birliği (AB) ile Tunus arasında imzalanan mutabakat zaptı çerçevesinde, düzensiz göçün önlenmesine yönelik çalışmalara destek olmak amacıyla Tunus'a 127 milyon avro yardım sağlandığını açıklamıştı.
AB'nin Desteği ve Gelecek Beklentileri
Tunus'taki bu son olay, düzensiz göçün sadece bir ülke sorunu olmadığını, uluslararası işbirliği gerektiren karmaşık bir mesele olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. AB'nin mali desteği ve Tunus hükümetinin aldığı önlemler, göçmen akınını kontrol altında tutmaya yönelik önemli adımlar olarak değerlendirilebilir. Ancak, sorunun kökenine inilerek, Afrika ülkelerindeki ekonomik ve sosyal sorunlara çözüm bulunmadığı sürece, göçmen akınının devam edeceği ve benzer olayların yaşanma olasılığının yüksek olduğu unutulmamalıdır.
Tunus'taki bu olaylar, Avrupa'ya ulaşmak isteyen göçmenlerin karşılaştığı zorlukları ve umutsuzluğu da gözler önüne seriyor. Güvenlik güçlerine saldırma noktasına gelen bu durum, göçmenlerin içinde bulunduğu çaresizliği ve geleceğe dair belirsizliği açıkça gösteriyor. Bu nedenle, göçmenlerin insan haklarına saygı gösterilerek, onlara insani koşullarda yaşam imkanı sunulması ve sorunlarına kalıcı çözümler bulunması büyük önem taşıyor.
