İsrail'in Filistin'deki işgali ve ABD'nin Yemen'e yönelik hava saldırıları, bölgedeki sivillerin yanı sıra deniz taşımacılığı sektöründe çalışan binlerce işçiyi de derinden etkiliyor. Yemen açıklarında demirde bekleyen ticari gemilerdeki denizciler, uluslararası toplumun sessizliği ve şirketlerin vurdumduymazlığı ile savaşın ortasında yapayalnız bırakılmış durumda. Peki, bu denizcilerin çığlığına kim kulak verecek?
Denizciler İki Ateş Arasında
Yemen'deki Ensarullah Hareketi (Husiler), İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarına tepki olarak 31 Ekim 2023'te, Yemen açıklarında İsrailli şirketlere ait olduğunu iddia ettikleri ticari gemilere el koymaya ve bazılarını kamikaze dronlar ve füzelerle hedef almaya başladı. Buna karşılık ABD, "küresel deniz ticareti güvenliğinin tehlikeye girdiği" gerekçesiyle, 18 Aralık 2023'te bazı ülkelerin katılımıyla "Refah Muhafızı Operasyonu" adı altında Yemen'e yönelik saldırılar başlattı. Son zamanlarda İsrail de Yemen'e karşı şiddetli saldırılar düzenliyor. Bu durum, bölgedeki denizcilerin yaşamını daha da tehlikeye atıyor.
Deniz İşçileri Platformu, Yemen açıklarındaki denizcilerin yaşadığı zorluklara dikkat çekmek amacıyla Kadıköy'deki Söğütlüçeşme Metrobüs Köprüsü'ne "Denizciler tehlikede, ABD-İsrail Yemen'i bombalıyor" yazılı bir pankart astı. Platform, yayınladığı yazılı açıklamada, denizcilerin iki ateş arasında kaldığını ve yalnız bırakıldığını vurgulayarak, "Savaşların bedelini denizciler ödemeyecek" dedi. Platform, Filistin'de İsrail'in devam ettirdiği işgal politikalarına ve ABD'nin İsrail'e verdiği desteğe sert tepki gösterdi.
Deniz İşçileri Platformu üyesi Onur Özkaya, bianet'e yaptığı açıklamada, benzer durumların daha önce Ukrayna, Rusya ve Libya gibi ülkelerde de yaşandığını hatırlatarak, "Bugün Yemen açıklarında demirde bekleyen denizciler, ölümün eşiğinde tutuluyor. ABD'nin emperyalist saldırganlığı ve Husiler'in silahlı baskısı arasında, silahsız ve savunmasız işçiler kapana kısılmış durumda," dedi. Özkaya, denizcilerin yük taşımacılığı uğruna bilerek tehlikeye atıldığını vurguladı:
- Savaş olduğu bilinmesine rağmen denizciler, armatörler tarafından navlun değerleri yüksek diye tehlikeye atılıyor.
- Denizcilerin hayatı; askeri strateji, yük pazarlığı ve siyasi şantaj olarak kullanılıyor.
- Kapitalizmin insanlığı getirdiği nokta savaş ve ölüm.
Deniz İşçileri Platformu'nun Çağrısı
Deniz İşçileri Platformu, deniz taşımacılığı sektöründe çalışan işçilerin eşit katılım ve dayanışma ilkesiyle bir araya geldiği, bağımsız bir örgütlenme olarak tanımlanıyor. Platform, denizcilerin yaşadığı güvencesizlik, şiddet ve sömürüye karşı kendi sözlerini kendilerinin söylemesi gerektiğini savunuyor.
Platform, "Uluslararası denizcilik örgütleri sessiz, armatörler suskun. Biz susmayacağız. Bu düzen savaşla besleniyor, biz ise her zaman insanca yaşamayı savunacağız" diyerek, denizcilerin sesini duyurmaya ve onların haklarını savunmaya kararlı olduklarını vurguluyor.
Yemen açıklarında yaşanan bu insanlık dramı, uluslararası toplumun ve ilgili şirketlerin sorumluluklarını yerine getirmesi gerektiğinin altını çiziyor. Savaşın acımasızlığına maruz kalan denizcilerin güvenliği sağlanmalı ve onların yaşam hakları korunmalıdır. Aksi takdirde, kapitalizmin acımasız yüzü bir kez daha kendini göstermiş olacak ve savaşın bedelini yine masum insanlar ödeyecektir.
