[ad_1]
Keeseekose Fisrt Nation Şefi Lee Kitchemonia ile kendisi de bir kilise okulundan sağ kurtulan yerlilerden, araştırmanın proje yöneticisi Ted Quewezance, ortak basın toplantısı düzenledi.
Kış şartlarının aramayı olumsuz etkilediğini ve çalışmanın halen sürdüğünü belirten Kitchemonia, şunları söyledi:
“ORADA MEZARLAR OLDUĞUNU HİÇ FARKETMEMİŞTİM”
“Bu bizim için çok ciddi bir gün. Bize bir kapanışı sağlıyor ama aynı zamanda daha fazla soru için kapıyı açıyor. Gerçekten burada ne oldu? Toplumumuz için çok zor bir dönem olacak. Toplumumuzda her gün araba kullandığımız, her gün yürüdüğümüz ortak alanlarımızda isimsiz mezarlarımız olduğunu bilerek onların yanından, üzerinden geçiyoruz. Orada mezarlar olduğunu hiç fark etmemiştim. Bu saklanma biçimleri, en incitici kısım olmalı.”
Kitchimonia, henüz kim olduğunu bilmese de isimsiz mezarlar konusunda sorumlu taraflara hesap verme çağrısında bulundu.
Mezarların öldürülen çocuklara ait olabileceğini belirten Kitchimonia, ancak bunların cevabına topluluğun henüz sahip olmadığını kaydetti.
“HER YENİ MEZAR, TOPLULUKLARIMIZI YENİDEN TRAVMATİZE EDİYOR”
Ted Quewezance ise taranan yerlerin hayatta kalanlar ve yerli bilgeler tarafından belirlendiğini söyledi.
Quewezance, “Yer radarı sözlü tarihimizi doğruladı. Yatılı okullardaki her yeni mezar, hayatta kalanları, ailelerimizi ve topluluklarımızı yeniden travmatize ediyor.” dedi.
First Nations Ulusal Meclisi Başkanı RoseAnn Archibald da yaptığı açıklamada, “Bu asimilasyon ve soykırım kurumları, ailelerimizin, topluluklarımızın ve milletlerimizin dokusunu parçaladı. Burada 54 çocuk kadar, evlatlarının eve dönmemesinden etkilenen 54 aileden de bahsediyoruz.” diye konuştu.
“TÜM KANADALILAR, BU ÜLKENİN GERÇEK GEÇMİŞİNİ ÖĞRENMELİ”
Toplantıya katılan Lac La Ronge Indian Band Üyesi Russ Mirasty, “Tüm Kanadalıları ve dinleyen herkesi, bu ülkenin gerçek geçmişini ve tarihini kabul etmeyi öğrenmek için zihinlerini açmaya davet ediyorum.” ifadesini kullandı.
Regina’nın yaklaşık 286 kilometre kuzeydoğusunda bulunan Keeseekoose First Nation bölgesinde, 1900’lerin başından itibaren faaliyete başlayan St. Philip’s ile Fort Pelly Yatılı Kilise okulları, bölgedeki Katolik Kilisesince işletildi.
Yürütülen çalışmalarda, Fort Pelly Yatılı Kilise Okulu bölgesinde 42, St. Philip’s Yatılı Kilise Okulu bölgesinde ise 12 isimsiz mezar bulundu.
İLK MEZARLAR GEÇEN YAZ ORTAYA ÇIKARILMIŞTI
Kanada‘da eski yatılı kilise okulu bahçesindeki kayıt dışı çocuk mezarları ilk defa 29 Mayıs 2021’de British Columbia eyaletinin Kamloops kentindeki okulun bahçesinde bulunan 215 çocuğa ait ceset kalıntılarıyla gündeme gelmişti.
Saskatchewan eyaletindeki Marieval Yatılı Kilise Okulunun bahçesinde, 24 Haziran 2021’de resmi kayıtlarda bulunmayan 751 çocuk cesedi kalıntısının olduğu mezarlar ortaya çıkmıştı.
British Columbia eyaletindeki eski St. Eugene Misyon Okulunun yakınında ise 30 Haziran 2021’de 182 çocuğa ait ceset kalıntılarının olduğu kayıt dışı mezarlar saptanmıştı.
Aynı eyaletin Güney Körfez Adaları’ndan Penelakut’taki yerli kabile de 12 Temmuz 2021’de yaptıkları duyuruda, Kuper Yatılı Kilise Okuluna ait bölgede 160’tan fazla “belgesiz ve işaretsiz” mezar bulunduğunu açıklamıştı.
Kanada’da en son kayıt dışı mezar, British Columbia eyaletinin Williams Lake First Nation bölgesindeki St. Joseph’s Mission Yatılı Kilise Okulunun bahçesinde ortaya çıkmıştı. Okula ait 470 hektarlık alanın 14 hektarını yüzey radarıyla tarayan ekipler, 93 yeni mezar keşfedildiğini duyurmuştu.
KANADA TARİHİNİN EN BÜYÜK ÇOCUK İSTİSMARI
“Kanada tarihinin en büyük çocuk istismarının yaşandığı yer” olarak kabul edilen yatılı kilise okullarının ilki, 1880’lerin başında açıldı ve sonuncusu da 1996’da kapatıldı.
150 binden fazla yerli çocuğun ailelerinden zorla alınarak yerleştirildiği bu okullarda, bu çocukların büyük bölümü rahip, rahibe ve diğer öğretmenler tarafından fiziksel, cinsel ve psikolojik şiddet ile istismara uğradı.
Ülkede 2010’da kurulan Hakikat ve Uzlaşma Komisyonunun kayıtlarına geçen istismarların yanı sıra bazı çocukların üzerinde tıbbi deneyler yapıldığı belirlendi.
Kanada federal hükümeti, binlerce çocuğun açlık, soğuk ve hastalık sonucu hayatını kaybettiği yatılı kilise okullarında yaşananlar için mağdurlardan resmen özür dilemişti.