Yargıtay'dan emsal niteliğinde bir karar geldi. Trafikte yaşanan bir yol verme tartışmasında taraflardan birinin diğerine armut fırlatması, "silahla kasten yaralamaya teşebbüs" olarak değerlendirildi. Bu karar, meyvenin hangi durumlarda silah olarak kabul edilebileceği konusunda yeni bir tartışma başlattı.
Olay Nasıl Gelişti?
2021 yılında Antalya'da meydana gelen olayda, Ferhat Arslantaş isimli vatandaş, ailesinin yanına giderken arkadaşını yol üzerinde bırakmak için durdu ve dörtlülerini yaktı. Bu sırada arkadan gelen bir araç, ısrarla kornaya basmaya başladı. Arslantaş, arkadaşını bıraktıktan sonra hızla ilerledi ancak diğer sürücü taciz etmeye devam etti. Bunun üzerine Arslantaş, dur işareti yaptı.
Tartışma büyüyünce, diğer sürücü Arslantaş'a hakaretler etti ve fiziki saldırıda bulundu. Arslantaş da kendini korumak amacıyla aracında bulunan armudu sürücüye fırlattı. Olayın ardından dava açıldı ve yerel mahkeme, Arslantaş'ı basit yaralama suçundan cezalandırdı.
Yargıtay'ın Emsal Kararı
Ancak Yargıtay, yerel mahkemenin kararını bozdu. Yargıtay'a göre, armut, atılma şekli ve mesafesi göz önüne alındığında, yaralamaya elverişli bir araç olarak kabul edilebilir. Bu nedenle, Arslantaş'ın eylemi, "silahla kasten yaralamaya teşebbüs" suçu kapsamında değerlendirilmeliydi. Yargıtay kararında şu ifadelere yer verildi:
- "Olayda kullanılan armutun niteliği, atılma şekli ve mesafesi dikkate alındığında, yaralamaya elverişli bir araç olduğu anlaşılmaktadır."
- "Sanığın eylemi, silahla kasten yaralamaya teşebbüs suçunu oluşturmaktadır."
Kararın Olası Etkileri
Yargıtay'ın bu kararı, benzer olaylarda emsal teşkil edebilir. Bundan sonra, meyve, sebze veya benzeri nesnelerin atılarak yaralamaya neden olunması durumunda, fail hakkında "silahla kasten yaralamaya teşebbüs" suçundan dava açılabilecek. Bu durum, trafikte yaşanan tartışmaların seyrini değiştirebilir ve sürücülerin daha dikkatli davranmasına yol açabilir.
Bu karar, günlük hayatta kullandığımız birçok eşyanın, uygun koşullar altında silah olarak değerlendirilebileceğini gösteriyor. Bu nedenle, tartışmalardan kaçınmak ve öfke kontrolünü sağlamak, hukuki sorunlarla karşılaşmamak adına büyük önem taşıyor.
